37. sayfa (Toplam 47 sayfa)

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 16 Şub 2008, 23:13
gönderen Şirine
GÖRGÜSÜZ BAKAN
Bakan olan görgüsüz birisi soförüne sorar.
"Soför söyle bakalim esekle soför arasinda ne fark vardir? "
Soför bir süre düsündükten sonra mahcup bir sekilde;
"Bilemedim bakanim" diyor
Bakan cevap olarak:
"Esege çüs diyince, soföre ise dur diyince durur" demis.
Bunun üzerine soför çok sinirlenmis ama karsidaki bakan oldugu
için bir sey söyleyememis.
Belirli bir süre sonra bu defa soför bakana:
"Bir soru sorabilir miyim bakanim" der. Bakan da:
"Sor bakalim" der. Soför sorar:
"Esekle bakan arasinda ne fark vardir?"
Bakan bir süre sonra:
"Bulamadim soför söyle bakalim" diyor. Bunun üzerine soför de:
" Vallahi bakanim ben de bulamadim... "

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 19 Şub 2008, 19:35
gönderen xxl55
EVLİĞİN İLK HAFTASINDA:


Damat: Ah! Nihayet rüya gerçek oluyor!!

Gelin: Senden ayrılmamı ister misin?

Damat: Hayır! Bu lafı bir daha asla söyleme!

Gelin: Sen.. Bana aşık mısın?

Damat: Taaaabiki.

Gelin: Beni terketmeyi düşünür müsün?

Damat: Tabi ki hayır.

Gelin: Peki bana bir öpücük verir misin?

Damat: Evet hem yüzüne hem gözüne.

Gelin: Peki bana bir gün vuracak mısın?

Damat: Asla! Ben o tür erkeklerden değilim.

Gelin: Sana güvenebilir miyim?

Damat: Evet.

Gelin: AŞKIM.





EVLİLİĞİN YEDİNCİ SENESİNDE:



[ lütfen YUKARIDAKİ konuşmayı aşağıdan yukarıya doğru okuyunuz bu kez !!!!]

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 20 Şub 2008, 23:40
gönderen Şirine
MSN Kişisel Durumlarına Göre Karakter Analizi:))


Hepimiz msn kullanıyoruz ve bununla birlikte bu kişisel durumları da.. İstisnaları tenzih ederekten (mesai saatinde nette olanlar, pc başında çalışanlar gibi) konuya sazanlama giriyorum.

Msn iletilerinde aşağıdaki durumları yazan kişiler aslında ne demek isterler bi irdeleyelim:


Dışarda:

- Evet msn imi bu duruma getirdim çünkü keyfimin istediğine kendim yazmak istiyorum. Eğer ben bu durumdayken de yazarsanız size paşa keyfime göre cevap vereceğimdir. Muhtemelen canımın istediği bir insanla konuşuyor olabilirim ancak bu sizi alakadar etmez çünkü görünen odur ki ben dışardayımdır. Bir dahaki karşılaşmamızda "geçen gün neden cevap vermedin?" diye sorduğunuzda hiç utanmadan "ayy vallahi billahi pc başında değildim" tarzı bir açıklama ile karşılaşacaksınızdır. Yemesseniz, size gargara yapmayı önerebilirim.

- Mal mal ekrana bakmaktan sıkıldım valla, ne yazan vaar ne konuşan. En iyisimi ben TV izleyeyim. (Zira bu durumda msn kendini otomatikman dışarı alır)

- Amaaan çok felaket yorgunum ben, dur şurda azcık kestireyim beş dakka (Uyuya kalınır ve yukarıdaki durum aynen geçerlidir)


Meşgul:

- Bana bak kardeşim meşgul bir insanım ben öyle boş muhabbetle falan harcayacak vaktim yok, hayır sonuç itibariyle senden bir çıkarım da yok ki muhabbet edeyim? Çıkarım olan insanlarla muhabbeti tercih eder, sana da meşguldum diye yuttururum bi güzel. Nette insanın ne gibi bir meşguliyeti mi olabilir? Sanane kardeşim belki memleketi kurtarıyorum?


Hemen Dönecek:

- Kapı çalıyor Allah kahretmesin.. Ya ben kapıyı açmaya gittiğimde biri yazarsa? Ya anında cevap veremezsem o 1 dakika içersinde? Ne kadar ayıp olur bu.. Ben hemen dönücem tamam mı? Ben gelene kadar nooolur yazmayın.


Telefonda:

- Tamam mütemadiyen sanalda takılıyor olabilirim ama bu benim asosyal bir insan olduğum manasına gelmez. Yani bizim de arayanımız, soranımız, aradıklarımız var. Hatta saatlerce telefonda konuştuğumuz insanlar var. Ben zaten msn i hobi olsun diye kullanıyorum, yoksa işim bile olmaz böyle şeylerle, gayet aranan sorulan bi insanımdır hani..


Yokum, yazmayın:

- Ayyy bir insan bu kadar da ilgi manyağı yapılmaz ki? Geliyorsunuz yazıp yazıp duruyorsunuz bende şeytan tüyü mü vardır nedir anlamadım yahu, böyle ilgi, böyle talep, insan sıkılıyor bazen canım aaaa.


Yokum !! Yazmayın !!!:

- Bak kardeşim sinirlerim tepemde bir sorunum var ve bunu tüm msn listemdekilerin bilmesini istiyorum taam mı? Yani gelip adam gibi merhaba deyip anlatmaktansa derdimi sıkıntımı, gelip senin sormanı, hatta söylemem için ısrar etmeni bekliyorum. Gelip anlatacak kadar aciz değilim ben annadın mı?


Uyuyor:

- Bende para gani ayrıca ADSL hizmetim de limitsiz. Uyurken de pc açık kalıyor o yüzden.

- Bağımlıyım ben anladın mı bağımlı.. Ben uyusam da msn açık kalmalı. Bir nebze bile uzak kalmamalıyım. Pc nin power düğmesine basacağıma ölürüm daha iyi bee..


Film İzliyor:

- Nette bir site bulmuşum var ya, vizyondaki tüm filmler anında görüntü orda. Nerde beleş oraya yerleşçiyim ben. Kim gidecek şimdi sinemaya bir yığın para verip, pop-corn cola masrafı da cabası. Ayrıca ne kadar rahat da olsa evdeki yatağımın rahatlığını hiç bir sinema koltuğunda bulamam. Bir de sinemaya götürecek kimsem de yok ama, bu durumun bununla asla alakası yok aslaa aslaa, hiç girmeyelim bu konuya.


Çevrimiçiyken Çevrimdışı:

- Evimde pc karşısındayım fakat şu an için kendime daha cazip birşeyler buldum yapacak. Fakat yine de izlemede kalayım ben, o bulduğum şeyden daha cazip şeyler çevrimiçi olabilir, izlemeyi bırakmamak lazım demi ama. Her zaman daha iyiye.


Duştayım:

- Allahım içimdeki sapık karakteri bastıra bastıra bir hal oldum. Bir Allahın kulu da gelip "naapıyosun duştaaa" diye sorsa da, ben de "aaa ben burdayım, az önce girmiştim duşa, öyle unutmuşum" şeklinde cevap verir, ne mevzulara girerim biliyon mu..

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 20 Şub 2008, 23:56
gönderen Şirine
İstanbul'da Trafik Kuralları

--------------------------------------------------------------------------------

* YoL verilmez, alınır. Eğer bir garajdan ya da otoparktan direkt yola çıkacaksanız, araçların size yol vermesini beklemek hayalcilik olur. Burada kural, bodoslama yola fırlamaktır. Merak etmeyin, hızla gelen araçlar "Zınk!" diye duracaklardır.

* Mecbur kalmadıkça kimseye yol verilmez. Amaç ulaşılacak yere bir an önce varmaktır. Asla yol verilmez. Çok mecbur kalınırsa hafiften hız düşürülür. Yavaşlamanıza sebep olan araçlara bağırmak en tabiî hakkınızdır.

* Yeşil ışığın yanması asla beklenmez. Işıklarda beklerken vites asla boşa alınmaz. Birinci vitese takılır ve bir ayak debriyajda tutularak araba bağırttırılır, iyi bir istanbullu yeşilin yanacağını hisseder ve yanmadan geçer. Yeşil ışık birkaç saniye sonra nasıl olsa yanacaktır. Eğer ışıkta bekleyen diğer araçlar sizin önünüzdeyse, sarı yanmadan koraya köküne kadar basılır ve "Hadi be, yürüsene!" diye bağırılır.

* En sağ şerit emniyet şeridi değil, acelesi olanların şerididir. Eğer trafik tıkanmışta en sağ şeritten huzur ve güven içerisinde gidebilirsiniz.

* Sinyal vermek delikanlılığa sığmaz. Durmak isteyen veya dönüş yapmak isteyen istediği zamanda ve yerde durabilir ya da dönebilir. Arkadan gelen araçlar bunu altıncı hisleriyle hissetmelidirler. Hissedemezlerse arkadan vururlar ve suçlu duruma düşerler.

* Ağır vasıtaların yeri en sol şerittir. Sadece onlar değil, bütün ticarî araçlar sol şeritten giderler. Küçük ve hafif binek otolar onlara her zaman yol vermeli ve saygıda kusur etmemelidirler.

* Ambulanslar acelesi olanlar için faaliyet göstermektedir. Sirenlerini açmış, son hızla giden bir ambulans görürseniz hemen arkasına takılın. En kısa zamanda varacağınız yere ulaşırsınız. Bu son derece doğal ve sık başvurulan bir uygulamadır, zaten o ambulans da âcil servise hasta değil, televizyondaki maça taraftar taşımakta veya Ramazan'daysa iftara oruçlu yetiştirmektedir.

* Korna çalmak en tabu hakkınızdır. Onu sık sık kullanın. Dünyanın parasını verip fıstık gibi bir otomobil satın almışsınız. Kornasını yeteri sıklıkta çalmazsanız oksitlenme yapabilir. Ayrıca az korna çalanlar istanbul trafiğinde hemen farkedilir ve dışlanırlar. En son korna makamlarını minibüs şoförlerinden öğrenebilirsiniz.

* Sollayacaksan önce sıkıştır. Bir araç sollanacaksa, arkadan sellektör yapılmalı ve aracın tamponuna değecek kadar yanaşılmalıdır. Böylece sollanacak kişi arkadakinin niyetini anlar ve kenara çekilir.

* Yol çizgileri sollama zevkini artırmak için vardır, istanbul'da kesinlikle tek bir hat üzerine yol alınmaz. Devamlı şerit değiştirilerek sollama yapılır. Yoldaki çizgiler sollama yapmamızı kolaylaştırır.

* Farlar hava iyice kararmadan yakılmaz. Gündüz vakti farlarını yakanlar olursa, diğer sürücüler tarafından anında uyarılırlar.

* Selektör şoförün eli ayağıdır, her zaman kullanılmalıdır. Bazen bir teşekkür, bir uyarı, kızgınlık için sellektör yapmadan araç kullanan iyi şoför olamaz.

* Bayan şoförlerin İstanbul'da trafiğe çıkmaya hakları yoktur. Erkek sürücüler her fırsatta bu kaideyi hatırlatmalı, bayan sürücüleri devamlı sıkıştırarak zor durumda bırakmalıdırlar. Bu kurallara dikkat edelim, uymayanları uyaralım.

* istanbul'da hız sınırlaması yoktur. Mahalle aralarında pati çekilip spin atılabilir, son sürat gidilebilir.

* Sürücüler her zaman haklıdırlar. Yayalar yayalığını bilmeli, ona göre davranmalıar. Yaya geçidi, yayaların geçiş üstünlüğü gibi kavramlar istanbul'da geçerli değildir

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 20 Şub 2008, 23:59
gönderen Ati10
bütün bunlardan sonra şirine istanbul'da nasıl bir şoför olacak acaba :)

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 21 Şub 2008, 00:05
gönderen Şirine
:kiki: bekleyip görcezz beni izlemeye dewam edinn...
gelicem balıkesire hocam sizin arabayıda biliok gördük resimden ne de olsa :kiki:
ee bilemiorum artıııık ...

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 25 Şub 2008, 18:20
gönderen Ati10
bizde OSMAN'lar çok.. demek mucidi oymuş bunun :)
üstelik her alanda bir OSMAN'ımız var :)

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 12 Mar 2008, 11:00
gönderen efdelya
Bir işyerine bilgisayar ve stok programı satılır. Teknik servis elemanı
bilgisayarı işyerine kurduktan sonra stok progrn kullanımı ile ilgili
bilgi verir ve ayrılır.

Aradan bir iki saat geçer, işyerinden telefon:
"Kardeşim sizin anlattıgınız kimi yapirem fegat program düzgün çalışmiir."

Teknik servis elemanı sorar:
"Nasıl yapıyorsunuz?"

"Senin anlattıgın kimi."

"Hata ne?"

"Yazdıgım bilgiler kaydetmeme ragmen saklanmiir."

"İşlem basamaklarını tek tek anlatır mısınız?."

"Tamam" diyor ve başlıyor anlatmaya...

"Programı açirem. Malın adı bölümüne adını, adedi bölümüne adedini, birim fiyatını vb. yazirem. Hepsini yazdıhtan sonra senin anlattıgın kimi kayıt bölümüne basirem. Ekrana bir yazı geliir:
Kaydetmek ister misiniz?
E / H
yazısı çıkir. Ben de diyirem Hee...

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 22 Mar 2008, 18:16
gönderen Ati10
mükemmel erkekler söz dinler miymiş!
ben hepsini okudum :wink:
cevaplar güzelmiş :D

Re: HADİ GÜLÜMSEYELİM

Gönderilme zamanı: 23 Mar 2008, 00:04
gönderen xxl55
BayanLar teknik direktör oLursa ;)




* Ay şekerim, sürekli 3-5-2 sürekli 3-5-2... Sıkıldım valla! Bu sefer takımı sahaya 10 kişi çıkarıp 4-3-2 oynatacağım. Maçın havası değişsin ayol!

* Geçen gün Fatma Hocanın takımının maç kasetlerini seyrettim; ne de güzel oynatıyor takımına. Ayol, benim ondan neyim eksik? Daha iyisini yapamazsam yazıklar olsun bana...

* Ay, bizim takımın forma modeli hiç hoşuma gitmiyor. Terzi Necla'ya söyledim; şöyle seksenlerin modası puanlı bir şeyler diktireceğiz topçulara. Hem o renkler de ne öyle? Çok iç karartıcı canım. Yok mu şöyle lila ile şeker pembesi falan? Ay, ne de güzel olur!

* Her takım maç kaybedebilir! Siz niçin ağlıyorsunuz Nalan hocam? Maça ağlayan kim ayol? Geçen hafta aldığım kolyemi düşürmüşüm statta. Ona ağlıyorum ben...

* Takımda bir uğursuzluk var. Geçen ay kahve falında görmüştüm aslında bunu. Artık kurşun mu döktürürüz bilemiyorum ama kesin göze geldik, kesin.

* Ay hakem bey; tamam maç berabere bitti ama uzatmalara ***ürmeseniz olmaz mı? Akşama Nalan'lar gelecek de eve gidip portakallı kek yapmam lazım.

* Aloo... Başkanım, çarşıda bayram ucuzluğu varmış da, bu sabahki idmanı iptal etsek…

* Ne demek paramız yetmiyor? O oyuncuyu mutlaka almamız lazım. Kredi kartına 12 taksit yapmazlar mı? Yanında da sağ bek İhsan'ı alın; kadroda çeşit olsun.

* Aloo! Başkanım yine ben... Yarınki maçımızı TV veriyor değil mi? Ona göre saçlarımı yaptıracağım da; Türkiye'ye rezil olmayalım sonra! Bir de saçımı sarıya boyatsam bizim formayla uyumlu olur mu dersiniz?

* Ay hakem bey, görmüyor musunuz ne biçim girdi çocuğa? Seni annene şikayet edeyim de gör! Kalk yavrucuğum sen de; ayol nerde kaldı bu sağlıkçılar?

* Ama sayın başkanım, liseden arkadaşım Perihan'ı tribünde görünce dayanamadım işte!.. Tamam, maçla hiç ilgilenmemiş olabilirim ama bizim sınıftaki Serpil de eşinden boşanmış biliyor muydun?

* Şu tesislerin perdelerini değiştirelim artık. Şöyle stor perdelerden alsak diyorum...