1. sayfa (Toplam 6 sayfa)
İmkansız olan nedir?
Gönderilme zamanı: 01 Ara 2006, 00:25
gönderen Ati10
Size göre imkansız nedir?
imkansızlık imkansızdır diyenlerden misiniz? ne ne kadar mümkün? ne değil?
buyrun tartışalım

Gönderilme zamanı: 01 Ara 2006, 11:00
gönderen Ati10
o kadar çok imkansızlık vardır ki, insanoğlu bunlarla başetme mücadelesiyle ömrünü tamamlıyor..
ölümden başka imkansız olan hiçbir şey yoktur dkiyorsak acaba kendimizi mi kandırıyoruz

.. bir düşünelim
bu noktada, imkansızlık nedir biraz açalım:
duygusal yada maddi anlamda mı imkansızlıktan sözediyoruz!
duygusal boyutundan baktığımızda, duyguların önünde hiç bir zaman engel yok.. sınırsız bir duygu dünyamız, uçsuz bucaksız hayallerimiz hatta sevgi dolu bir dünyamız olabilir..
duygusal anlamda imkansızlık sadece aşklarda dile geliyor..
bazen de aşkı büyülü yapan, büyük yapan da imkansızlığı değil midir!
maddi açıdan bakıldığında, imkansızlıklar kol geziyor.. gerçekleştiremediğiniz her düşünce imkansızlık demektir.. örneğin şu an biz klavyenin tuşlarında bu konuyu düşünüp tuşlarla dans ederken, bilgisayarın B'sini tanımayan yarını çaresizlikler içinde bir yığın insan topluluğunu görmeyecek miyiz!
gerek sınır tanımayan imkansızlığı toza dumana katan o iç dünyamızdaki sevgi coşkusunu, hayalerimizi, duygularımızı fiiliyata dökemediğimizde, gerekse sosyal statü yada maddi açıdan temel ihtiyaçlarımızdaki noksanlıkları gideremediğiimzde bunların her biri belki de hiç bir zaman gerçekleştiremeyeceğimiz gerçekler olarak karşımıza çıkabilir...
bunlar imkansızlık değildir diyebiliriz. çünkü az da olsa gerçekleşme olaslığı vardır.. umarız ve öyle olmasını dileriz..
peki kaçımız çok istediğimiz şeylerin ne kadarına kavuştuk yada ne zaman kavuştuk..
60 yaşından sonra kavuştuysanız geçmiş ola...
bütün bunların dışında imkansızlıklar içinde imkan yaratan ve mutlu azınlıktan olan bir insan olmak mümkün değil mi!
elbette mümkün..
sizler jakuzilerinizde fokurdata fokurdata köpük banyosu yapaken, ben plastik lehenin içinde maştafayla banyo yapabilirim ama mutlu olabilirim..
işte mutluluk beklentilerin düzeyinde gizli..
hayat geçiyor ve onun için mutlu olalım imkansızlıklara ve imkansızlık imkansızdır gibi sözlere aldırmadan

)
Gönderilme zamanı: 01 Ara 2006, 12:50
gönderen Ati10
benim yazıma neşter vurmuş editörüm:)
satır satır ameliyat masasına yatırmış ;) teşekkürler
Tarih: 01.12.2006, 12:41 Mesaj konusu:
--------------------------------------------------------------------------------
o kadar çok imkansızlık vardır ki, insanoğlu bunlarla başetme mücadelesiyle ömrünü tamamlıyor..
ölümden başka imkansız olan hiçbir şey yoktur dkiyorsak acaba kendimizi mi kandırıyoruz .. bir düşünelim
neden kandıralım kendimizi hocam?tabiki ölümden başka herşey imkanlarla olanaklıdır.
bu noktada, imkansızlık nedir biraz açalım:
duygusal yada maddi anlamda mı imkansızlıktan sözediyoruz!
her ikisindende edebiliriz!
duygusal boyutundan baktığımızda, duyguların önünde hiç bir zaman engel yok.. sınırsız bir duygu dünyamız, uçsuz bucaksız hayallerimiz hatta sevgi dolu bir dünyamız olabilir..
duygusal anlamda imkansızlık sadece aşklarda dile geliyor..
bazen de aşkı büyülü yapan, büyük yapan da imkansızlığı değil midir!
tabiki büyülü yapan,büyük yapan imakansızlığıdır ama geçici bir süre diyorum,eğer gerçek aşk sa ve yürekten istenirse,imkansızlıklar kendiliğinden ortadan kalkıyor emin olabilirsiniz,çünkü gerçekten tanık olduğum bir şeydir bu ve ben bu kanıya hopp diye sahip olmadım
maddi açıdan bakıldığında, imkansızlıklar kol geziyor.. gerçekleştiremediğiniz her düşünce imkansızlık demektir.. örneğin şu an biz klavyenin tuşlarında bu konuyu düşünüp tuşlarla dans ederken, bilgisayarın B'sini tanımayan yarını çaresizlikler içinde bir yığın insan topluluğunu görmeyecek miyiz!
bu demek midir peki?hiç bilgisayarın"B"sini tanımayacaklar?
belki haklısınız göreceğiz ama imkanlar dahilinde ve hep birlikte bunuda üstesinden gelebilecek bir toplulukta olabiliriz ama nasılsa imkansız deyip bir kenara çekilirsek tabiki imkansız olur bazı şeyler ...
bu noktada şunu belirtmek isterim: umudu yitirmek, pes etmek, umutsuzluğa kapılmak başka, gerçekleşmesi neredeyse imkansız engellierin farkındalığı başka bir şey..
aldırmadan mutlu olmaya bakalım sözü bunun içindi:)
bu güzel değerlendirme ve yorum için teşekkürler editörüm:)
Gönderilme zamanı: 03 Ara 2006, 17:40
gönderen xxl55
İmkansızlık imkansızdır diyenlerdenim. Sadece ölümün imkansız olduğuna inanmıyorum.İmkansızlığı kabul edebilmem için şu an var olduğumla,elimdekilerle yetinmem lazım çok fazlasını istemem lazım
Tabiki isteklerimizin,dygularımızın,umutlarımızın önünde bir engel yok.Ama bunların gerçekleşmesi her zaman mümkünmü?çok zaman zaman duygularımızı imkansız kılan etkenler olmamışmıdır ? duygulari için sevdiği için karşılık göremeyince intihar eden olmuyormu suçu sevmekmi yoksa imkansız bir aşk mı
iş yaşamımızda hep şahit olmuyormuyuzz ne kadar çalış çapala ama layık olduğun yere gelemezsin çünkü sen o koltuğa gelemezsin senin dayın olmadığı için çok çalışkan olablirsin ama o yer senin için imkansız kılınmıştır
maddi anlamda aynısı olmuyormu?
istemezmisin bir dünya turu ?
istemezmisin evladının en güzel eğitim veren okulda okumasını neden devlet okulunda
bence üzerimizdekinin bir beden büyüğü bizim için imkansız
Gönderilme zamanı: 03 Ara 2006, 21:19
gönderen bocek
Gönderilme zamanı: 03 Ara 2006, 22:14
gönderen xxl55
ablasıı çok güzel örnek vermiş teşekkür ler ama
imkansızlığa inanmış değilim
Gönderilme zamanı: 08 Oca 2007, 02:25
gönderen ülkü
"Bir seyin imkânsiz olduguna inanirsaniz, akliniz bunun neden imkânsiz oldugunu size ispatlamak üzere çalismaya baslar.
Ama bir seyi yapabileceginize inandiginizda, gerçekten inandiginizda, akliniz yapmak üzere çözümler bulma konusunda size yardim etmek için çalismaya baslar"
Dr. David J. Schwartz
Bilim adamlari pirelerin farkli yükseklikte ziplayabildiklerini görürler.
Birkaçini toplayip 30 cm yüksekligindeki bir cam fanusun içine koyarlar.
Metal zemin isitilir. Sicaktan rahatsiz olan pireler ziplayarak kaçmaya çalisirlar ama baslarini tavandaki cama çarparak düserler. Zemin de sicak oldugu için tekrar ziplarlar, tekrar baslarini cama vururlar. Pireler camin ne oldugunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engelledigini anlamakta zorluk çekerler. Defalarca kafalarini cama vuran pireler sonunda o zeminde 30 santimden fazla zipla(ya)mamayi ögrenirler. Artik hepsinin 30 cm zipladigi görülünce deneyin ikinci asamasina geçilir ve tavandaki cam kaldirilir. Zemin tekrar isitilir.
Tüm pireler esit yükseklikte, 30 cm ziplarlar! Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yüksege ziplama imkânlari vardir ama buna hiç cesaret edemezler.
Kafalarini cama vura vura ögrendikleri bu sinirlayici 'hayat dersi' ne sadik halde yasarlar. Pirelerin isterlerse kaçma imkânlari vardir ama kaçamazlar. Çünkü engel artik zihinlerindedir. Onlari
sinirlayan dis engel (cam) kalkmistir ama kafalarindaki iç engel (burada 30cm'den fazla ziplanamaz inanci) varligini sürdürmektedir.
Bu deney canlilarin neyi basaramayacaklarini nasil ögrendiklerini göstermektedir.
Bu pirelerin yasadiklarina 'cam tavan sendromu' denir. Bir insanin gelebilecegine inandigi en üst nokta, onun cam tavanidir.
Cam tavaniniz hayallerinizin tavan yüksekligini gösterir.
Insan inandigina denktir. Yapabilecegini düsündügü kadardir.
Gönderilme zamanı: 08 Oca 2007, 09:32
gönderen benderya
tabii ki ölümden başka herşey imkansız olabilir ancak karşılığında pek çok fedakarlıklar vermek,pek çok şeyden de vazgeçmek zorunda kalırsınız
ve kaderinize razı olursunuz
Allah hayırlısını versin ne diyelim bugünlerimize de şükür
Gönderilme zamanı: 09 Oca 2007, 09:59
gönderen Ati10
Yapabileceğinize inanın ve yapın
İçinizde hiçbir kuşku taşımadan "Yaparım" dediğiniz andan itibaren içinizdeki gizli gücü harekete geçirmiş olursunuz. Ve yapmaya başladığınız zaman içinizdeki gücün de farkına varmaya başlarsınız.
Yapabilme gücünüzün harekete geçmesiyle birlikte duyacağınız heyecanla birlikte enerjiniz de yükselmeye başlar. Yapabildiğinizi anladığınız anda duyacağınız keyif başarılı olmanızı kesinleştirecektir. Böylece kendinize olan güveniniz artacak ve yapabileceklerinizin ne kadar fazla olduğunu anlayabilmenizi sağlayacaktır. "Yaparım" sözcüğü içinizdeki büyük gücü ateşleyecek ilk kıvılcımdır. Sonra devamı gelecek ve kendiniz bile durup baktığınızda şaşırabileceğiniz işler başardığınızı göreceksiniz. Önemli olan, işe sadece zor tarafından bakmamaktır. Her şeyde olduğu gibi hayatın da iki cephesi var. Hangi tarafa bakarsanız onu görürsünüz. Zor ve karmaşık olan tarafa baktığınız zaman gördükleriniz karşısında ürküp geri çekiliriniz veya olduğunuz yerde kasılıp kalırsınız. Diğer tarafa baktığınız zaman ise, her şey kolay gelir. Ancak, bu da bir yanılgıdır. Tıpkı ürküten durum gibi... Fakat, hayata daima zor tarafından bakan insanlara göre yaşamanız daha kolay. İhtiyacınız olan gücün içinizde uyanabilmesi için her iki yüzünü de görebilecek duruma gelmek gerekiyor. İşin kolay tarafı, endişe uyandıran yönüyle ilgili kaygıların hafiflemesine neden olur ve başarı bunun hemen ardından gelir. Bu durum, karanlığın diğer tarafında aydınlık, aydınlığın diğer yüzünde ise karanlık olduğunu bilmekle aynı şeydir. Bir şey sadece zor ya da sadece kolay değildir. Zorluklar karşısında metanetle durmak ve üstesinden gelmek yalnızca bilgiyle mümkün. Üstelik içinizdeki gücü harekete geçirdiğiniz andan itibaren zaten her şeyi yapabileceğinizi de anlayacaksınız. "Yaparım" dediğiniz andan itibaren yapabildiğinizi göreceksiniz. Tabii bu sözcüğü söylerken inanmanız şart. Öncelikle kendinizi yapabileceğinize ikna etmelisiniz. İşte, işin en zor tarafı bu... Pek çok kişiyi ikna edebilirsiniz fakat, konu kendiniz olduğu zaman gerçekten çok zor. Fakat, imkansız değil. İçinizdeki inancı kuvvetlendirin. Kendinize inanın. Yapabileceğinize inanın. İnandığınız zaman yaparsınız.
Otorite ve güçç ön plana çıkıyor
Duygusal patlamaların meydana gelebileceğini işaret eden gökyüzünün konumu ulaşım, yasalar ve enerji kaynaklarıyla ilgili uygulamaların değişeceğini gösteriyor. Otorite ve gücün kullanımıyla ilgili yeni görüşler ve farklı yaklaşımlar ortaya çıkabilir. Soruşturmaların derinleşmesi ve meydana gelen olayların altındaki nedenlerin araştırılması sonucunda ortaya çıkan bazı gerçekler duyguların tamamen değişmesine ve değerlerin yeniden gözden geçirilmesine neden olacak.
Yasemin Boran - Hürriyet
Gönderilme zamanı: 09 Oca 2007, 11:05
gönderen ismetk
Bu konuyu daha önceden ıskalamışım, yeni fark ettim. Yazılanların çoğuna katılıyorum, Esengül'ün değerlendirmeleri orjinal ve güzel (Bir huyumu burada yeri gelmişken söyleyeyim, genellikle alıntılardan hoşlanmam, mümkün olduğunca kaçınırım, insanın kendi beyninin ürettiği yazıların yerini hiç biri tutamaz), aynı zamanda Ati hocamın son yazdığı da güzel bir tespit. İnanmak gerçekten başarının yarısı gibi denilebilir. Her insan da öyle veya böyle, az veya çok bir kapasite, güç vardır. Ancak değerlendirilmeyen kapasite ya da güç hiç bir anlam ifade etmez. İçimizdeki gücü harekete geçirmek için önce inanmalıyız, sonra da harekete geçmeliyiz. Taze bir örnek vermek gerekirse, sigarayı bıraktım, neredeyse 2 ay oldu, çok fazla aramıyorum da artık. İlk başlarda zorlandım tabii ki(bu konunun değerlendirmesini genel konular bölümünde ayrıca yapmıştım, detaya girmeyeceğim) fakat başardım diyebilirim sanırım artık. Demekki sigara bırakılabiliyor. Önce kendimi inandırdım. Sonra da eyleme geçtim. Her insan yapabilir, yapamam, başaramam diyen kişilerin belki özgüven eksikliği olabilir. Bu da gayet doğaldır. Bu durumda kendimize olan özgüvenimizi kazanmak ve artırmak için çabalamalıyız. Bu konu da piyasa da çok güzel kitaplar ve çeşitli yayınlar var. Bunlardan yararlanılabilir. Osho'nun meditasyon kitabını önerebilirim.
Ama en büyük önerim şudur:İbadet etmek ve inanmak, kesinlikle yanlış anlaşılmasın, amacım dini propaganda değil; namaz kılmak insana inanılmaz bir huzur, rahatlık ve özgüven veriyor. Burada inanç önemli.
Müslüman olmak şart değil, hristiyan, musevi ya da budist te olabilirsiniz. Hiç önemli değil, önemli olan dini ya da yaşam tarzınıza uygun inanç biçimini yaşatacak eylemlerde bulunmaktır. Cami, kilise, sinagog, meditasyon kampları vs.. Hepsi de yararlı, zira içimizdeki ben'in ortaya çıkmasına, onunla yüzleşmemize, kendimizi sorgulamamıza ve gücümüzün farkına varmamıza yardımcı oluyorlar.